KONGRE GENEL BİLGİLER
5-8 Ekim 2010 tarihlerinde İkinci Muğla Arıcılık ve Çam Balı Kongresi gerçekleştirilerek arı dostlarının tekrar buluşması sağlanmıştır.
2010 yılında yapılan kongrede sunulan bildirilerde Arı Sağlığı ve Polinasyon için bal arısının önemi konuları ağırlık kazanmıştır.
Muğla Üniversitesi, Muğla Arı Yetiştiricileri Birliği ve Türkiye Arıcılar Merkez Birliğinin organizasyonu ile gerçekleşen bu kongreye yurt dışından Fransa, Yunanistan, Kanada, İtalya, Arjantin, Mısır, ABD, Çin ve yurt içinden birçok bilim adamı katılmıştır. 2. Kongremize 14 ülkeden 71 yabancı katılımcı, toplamda ise 612 kişi katılımda bulunmuşlardır. 2. Kongremizde 27 yerli, 19 yabancı toplam 46 sözlü bildiri ve 19 adet de poster sunumu yapılmıştır.
Kongre bildirileri aşağıda ki başlıklar altında toplanmıştır.
• Teknik arıcılık uygulamaları
• Arı ürünleri üretimi ve pazarlaması
• Arı hastalıkları ve mücadele yöntemleri
• Arıcılıkta iyi üretim yöntemleri
• Kaliteli kraliçe üretimi yöntemleri
• Kaliteli kraliçe üretimi ve arı ürünlerine üretimine katkısı
• Koloni çöküş sebepleri
ULUSLARARASI MUĞLA ARICILIK VE ÇAM BALI KONGRESİ SONUÇ BİLDİRGESİ
Muğla, 05-08 EKİM 2010
Bal Arıları ve Arıcılık
Bal arıları doğal dengenin ve ekosistemin en önemli halkalarından birini oluşturur. Bu bağlamda son yıllarda tüm dünyada görülen kitlesel arı ölümleri bilim insanları tarafından endişe ile izlenmekte arı ölümlerinin nedenleri araştırılmaktadır. Ülkemizde de son yıllarda görülen iklim değişiklikleri ve bunun arılar üzerindeki olumsuz etkileri ve bu olumsuzluklara karşı arıcılarımızın uygulamaları geniş manada ilgili bakanlıklar ve üniversitelerce ele alınmalıdır.
Arıcılık, tüm dünyada gün geçtikçe büyüyen bir sektör olup tarımsal üretimin sürekliliğine olan katkısı nedeni ile her geçen yıl daha da önemsenmektedir. Ayrıca, başta bal üretimi olmak üzere diğer arı ürünleri ile birlikte toplumun sağlıklı beslenmesine önemli katkılar sağlayan bir üretim faaliyetidir.
Arıcılık, Türkiye için sosyo ekonomik önem arz etmekte, kırsal kesimde yaşayan ve yeterli işlenebilir toprağı olmayan on binlerce aile için yaşam kaynağı oluşturmaktadır.
Gezginci Arıcılık
Arıcılık faaliyetlerinden gelir elde edebilmek için flora takibi diğer bir ifade ile gezginci arıcılık yapılması zorunludur. Ancak, gezginci arıcılığın belli kurallar dâhilinde, planlı ve programlı yapılması diğer bir zorunluluktur.
Gezginci arıcılık arıcılığın olmazsa olmaz koşulu olarak ele alınmalı ve gezginci arıcılıkta karşılaşılan sorunlar çözülmeli, bürokratik engeller kaldırılmalıdır.
Gezginci arıcılık sırasında diğer bölgelere gidişlerde yerel arıcıların gezginci arıcılara çıkardığı sorunlar çözülmeli, kaynaklar bölgesel değil ülkesel olarak değerlendirilmelidir. Her bölge ülke arıcısına açık tutulmalıdır. Konaklama alanları ve kapasiteleri flora kapasitelerine göre belirlenmelidir.
Gezginci arıcı, oturma izinlerini İl/İlçe Tarım Müdürlüklerinden almalıdır. Organizasyon yetkisi Tarım Müdürlüklerinde olmalıdır. Gezginci arıcı konaklama konusunda muhtar, çitçi malları koruma ve belediye ile muhatap olmamalıdır. Bu anlamda düzenlemeler acilen yapılmalıdır.
Gezginci arıcılıkta her yer değişiminde istenen arı sağlık raporları arıcılığımızın fiili şartlarına göre yeniden uyarlanmalıdır. Sağlık raporlarının geçerlilik süresi mevsimlik, en az 6 ay olmalıdır.
Yerli Gen Kaynaklarımızın Korunması
Dünyadaki arı ırklarının yaklaşık % 20’sini barındıran Türkiye bal arılarının gen merkezi konumundadır. Bu genetik çeşitliliğin ve zenginliğin korunması gelecek kuşaklara olan bir borcumuzdur. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı yerli gen kaynaklarımızın korunmasına yönelik diğer türlerde gösterdiği çabayı yerli arı ırklarımızın korunması konusunda da göstermelidir.
Bu bağlamda, ülkemizin herhangi bir bölgesinde yetiştirilen ana arıların ülkemizin her yerinde satılmasının ve yurtdışından damızlık dahi olsa ana arı ithalatının önlenmesi hayati önem arz etmektedir. Aksi takdirde genetik kirlilik oluşacak, sahip olduğumuz genetik çeşitlilik ve zenginlik heba olacaktır.
Benzer şekilde, ülkemiz arı gen kaynaklarımızın yurt dışına çıkarılması da Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın iznine bağlı olmalıdır.
Bölgesel bal arılarının ıslahına yönelik çalışmalara hemen başlanmalıdır. Arı ıslahında; varroa ve amerikan yavru çürüklüğüne dayanıklı hatlar oluşturulması konusunda çalışmalar yapılmalıdır.
Polinasyon -Tozlaşma
Bal arıları sağladıkları tozlaşma hizmetleri nedeniyle pek çok doğal bitkinin varlıklarını sürdürmesinde ve pek çok kültür bitkisinden ürün elde edilmesinde hayati rol oynarlar.
Tarımı gelişmiş ülkelerde üreticiler tarımını yaptıkları bitkilerin çiçeklenme dönemlerinde kovan kiralayarak arıcılara para ödemektedir. Bu durum ülkemizde tersine işlemektedir ve mutlaka düzeltilmelidir.
Kültür bitkileri yetiştiriciliğinde ve meyvecilikte programlı bir şekilde tozlaşma amaçlı arı kullanılması teşvik edilmelidir. Arı üreticilerine tüm dünyada olduğu gibi polinasyon desteği çıkartılmalıdır.
Kültür bitkilerinin çiçeklenme dönemlerinde yapılan bilinçsiz ilaç uygulamaları önlenmeli ve bu konuda üreticiler eğitilmelidir.
Arı Sağlığı
Ülkemiz arıcılığının fiili şartları göz önüne alınarak ilgili tüm kurum ve kuruluşların katılacağı ülkesel arı sağlığı projesi hazırlanıp hayata geçirilmelidir. Özellikle varroa ve amerikan yavru çürüklüğü ile mücadele konusunda bu tür projelere acilen ihtiyaç duyulmaktadır. Varroanın yeterince kontrol edilmediği arılarda ve arılıklarda diğer hastalıkların yaygın olarak görüleceği bilimsel bir gerçektir. Varroa mücadelesinde toplu mücadele yapılması bir zorunluluk olmalıdır.
Arı hastalıkları ile mücadelede mum ve petek basım üniteleri yeniden yapılandırılmaları gerekmektedir. Bu anlamda, hijyen oluşturmayan mum üniteleri ve sterilize şartlarını yerine getirmeyen petek basım ünitelerine ruhsat verilmemeli, verilen ruhsatlar yenilenmelidir.
İthal mum girişi yasaklanmalıdır. Analizleri yapılmayan mumların kullanımına müsaade edilmemelidir. Amerikan yavru çürüklüğü tazminat kapsamına alınmalıdır. AB ülkelerinde yasaklanan ancak ülkemizde hala kullanılan tarım ve arı ilaçlarının kullanılması yasaklanmalıdır.Tarım alanlarında kullanılan bilinçsiz ilaçlamalar arıcılığın gelişmesini ve geleceğini engellemektedir. Mutlaka tedbir alınmalıdır.
Eğitim
Ülkesel ve bölgesel eğitim projeleri hazırlanmalıdır. Tüm eğitim çalışmaları uygulamalı yapılmalıdır. Birim kovandan alınan ürün miktarını artırıcı görsel eğitimler verilmelidir. Kalıntısız bal üretimi ve sağlıklı arı yetiştiriciliği konularında eğitim projeleri yapılmalıdır.
Arı ve arı ürünleri konusunda üretici ve tüketiciyi bilinçlendirmeye yönelik kongre, konferans, sempozyum ve panel gibi etkinlikler sıklıkla düzenlenmelidir.
Arı ve arı ürünleri konusunda yazılı ve görsel yayın organları aracılığı ile toplum bilinci oluşturulmalıdır. Arı sütü, polen ve propolis üretimi ve saklanması konularında uygulamalı eğitim projelerine ağırlık verilmelidir.
Destekler
Tarım ve hayvancılığa sağlanan destekler kapsamında arıcılara da yeterli destek sağlanmalıdır. AKS girmiş arıcılar bal ve balmumu analizleri, organik bal üretimi, polinasyon, polen ve arı sütü üretimi, genç ve kaliteli ana arı kullanımı konularında desteklenmelidir.
Arıcılığa verilen destek sadece arıcılar ve arıcılık yönünden değil bitkisel üretimde ürün ve kalite artışı yönünden de değerlendirilmelidir.
Destekler iki ana tema üzerine kurulmalıdır.
- Kaliteli üretim esas alınmalıdır. Kaliteli üretim sahada arıcı üretir, yapılacak desteklemeler kalite esası üzerine kurulmalıdır.
- Verimlilik, floral kapasitemizin diğer ülkelerden daha zengin olmasına rağmen birim kovandan alınan ürün yönünden çok geride olduğumuz görülmekte. Dünya pazarlarında var olmanın temel koşulları olan verimlilik üzerine desteklemeler oluşturulmalıdır. Desteklemelerde kalite ve verim esası üzerinde durulmalıdır.
Çam Balı Üretim Alanları
Üretim ve ihracatında “Tekel” olduğumuz çam balı için ulusal strateji belirlenmelidir. Çam balı üretim aracı olan Marchalina hellenica’nın iklim koşullarına göre popülasyon dinamiği araştırılmalı, doğal yayılış alanları belirlenmeli ve bu alanlar korunmalıdır.
Arıların salgısından çam balını ürettikleri çam pamuklu koşnili “Marchalina hellenica” arıcılık ve çam balı açısından bir doğal varlık olarak görülmelidir.
Muğla dünya çam balı üretim merkezidir. Muğla’da 60.000 hektar olarak tahmin edilen ancak yapılaşma, maden ocakları, kesim ve yangılar nedeniyle gün geçtikçe azalan çam balı üretim alanı sadece Muğla’lı arıcılar için değil tüm ülke arıcıları için bir geçim ve yaşam kaynağı oluşturmaktadır. Bu nedenle bu alanların korunması hayati önem arz etmektedir.
Çam balı üretim alanlarında yapılaşmaya izin verilmemeli ve basralı alanlardaki bakım kesimleri bal üretim dönemleri sonunda Nisan ayında yapılmalıdır. Marchalina Hellenicanın sıcak ve kurak yıllardaki yaşam koşulları bilimsel olarak ortaya konabilmelidir.
Diğer Öneriler
Kalite ve verimliliğin devamı için teşvik ve desteklemeler kalite ve verimlilik esasına göre verilmeli; ana arı desteği plan ve program dahilinde tekrar çıkartılmalı; arı sütü, polen ve propolis gibi diğer arı ürünleri de destekleme kapsamında yer almalıdır. Kaliteyi arttırıcı tedbirler işin sanayi kısmından değil üretim kısmından başlanarak gerekli destekleme tedbirleri alınmalıdır.
Kırsal kalkınmada projeli işletme kuran gezginci arıcılara %75’lik sermaye desteği oluşturulmak suretiyle arıcılığın modernizasyonu sağlanmalı ve işletmeler hijyenik alet ve malzemelerden yapılmalıdır. Konu ile ilgili olarak TAB düzeyinde proje çalışmalarımız sürdürülmekte olup bu yönde yapılacak atılımlar ilk üretim yerinin iyileştirilmesini ve dolayısıyla üretimde kaliteyi meydana getirecektir.
Sözleşmeli arıcılık modelleri uygulanmalı, üreticinin ürettiği ürün kayıt altına alınmalı, ürünler çiftlikten sofraya izlenmeli ve üretimde kalitesizliği tetikleyen etmenler ortadan kaldırılmalıdır.
Birlikler kurumsallaştırılmalıdır. Birlikler arı sağlığı konusunda veteriner hekim, arı yetiştiriciliği hususlarında uzman ziraat mühendisi istihdam edebilmeli, bu. Anlamda bakanlık birlikleri teşvik etmeli ve desteklemelidir.
Bal borsası oluşturulmalı, kalite konusunda sorumluluk alan birlikler, pazarlamada da söz sahibi olmalı ve bu konuda birlikler ekonomik olarak desteklenmelidir.
Üreticinin üretimden kaynaklanan sorunları olmamalıdır. Planlı ve programlı bir şekilde her arıcı, her bölgede üretim yapabilmelidir.
Her ne şartlarda olursa olsun sektörün dünya bal pazarının içinde olması için şartlar zorlanmalıdır. Arıcılığımızın planlanması ve stratejileri bu perspektiften bakarak oluşturulmalıdır.
Arıcılık işletmelerinde kalitenin yanında üretim deseni çeşitlendirilmelidir. Yeni arıcılar üretmenin yerine arıcılar yeni üretim met odları ile buluşturulmalıdır.
Tarımsal alanlarımızın verimliliği arıların polinasyon etkinliğine bağımlı olduğundan tarıma verilen desteklerden arıcıların da aynı ölçüde yararlanması sağlanmalı ve bitkisel üreticilerin bu gerçeğin bilincinde olarak arıcıyı dışlamak yerine ona sahip çıkılması gerçeği anlatılmalıdır.
Bal ve diğer arı ürünlerinin pazarlanmasında AB’de kooperatiflerin önemli rol üstlenerek üreticinin rekabet şanssını artırdığı göz önüne alınarak ülkemizde de üreticilerin pazar gücünü oluşturacak sistemler geliştirilmeli ve ulusal marketlerde birliklere yer verilmelidir.
Muğla da arıcılık araştırma enstitüsü kurulmalıdır.