Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Ziya Şahin, Muğla ve Türkiye’deki arıcılık sektörünün sorunlarının çözümü amacıyla ilgili bakanlıklar ve üniversiteler ile çalışmalar yaptıklarını açıkladı.
Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Ziya Şahin, Muğla ve Türkiye’deki arıcılık sektörünün sorunlarının çözümü amacıyla ilgili bakanlıklar ve üniversiteler ile çalışmalar yaptıklarını açıkladı. Şahin, ‘Sözleşmeli arıcılık’ modeli ile arıcıların hak ettiği değeri kazanacağını belirtirken, merdiven altı tabir edilen tahşişli ballar ile ilgili gerçek bal üreticisinin kayıt altına alınarak önlenebileceğini söyledi.
Konuyla ilgili açıklama yapan Şahin, “Türkiye arıcılığında temel sorunlarımız, 12-13 yıllık bir kuruluş olmasına rağmen vardır. Bu sorunları üç ana başlık altında toplamak gerektiğini düşünüyoruz. Birincisi konaklama alanları, gezginci arıcılık alanları ve yerleşimler ile ilgili ciddi sorunlarımız var. İkinci sorunumuz ekonomiktir. Aracılarımızın ürettiği balların ekonomik olarak maliyetlerin de altında satılmasıdır. Üçüncü sorun olarak da arı sağlığı ve girdiler olarak bakıyoruz. Bu konuda Bakanlığımız ile ilgili ciddi çalışmalarımız var. Bu çalışmaları komisyonlar halinde yürütüyoruz. Üniversitelerimiz ve sivil toplum örgütleri olarak bunların üstesinden geleceğimizi düşünüyoruz. Ekonomik olarak üreticilerimizin 13-14 liraya mal ettiği bir balı 8 liraya 9 liraya satma gibi bir zorunlamayla karşı karşıyayız. Bunu aşmak için sözleşmeli arıcılık modelleri ile ilgili projemiz hazır. Bu projenin uygulanması ile birlikte ben inanıyorum ki, üç dört yıl içerisinde sözleşmeli arıcılık modeli ile Türkiye’deki üreticilerin de hak ettiği şekilde emeklerinin karşılığını alacaklarına inanıyorum” dedi.
“Türk çam ballarının kimliği çıkarılıyor”
Üretilen ballar ile ilgili eksikliklerin olduğunun altını çizen Şahin “Muğla’da yapılan bir proje çerçevesinde Türk çam ballarının kimliğinin çıkartılması konusunda buradaki aldığımız başarılı sonuçlar bizi Türkiye’deki pazara kanalize olan kestane, narenciye, ayçiçeği ve pamuk ballarımızın da bilimsel olarak çalışılmasına Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesindeki bilim insanlarımızın hazırladığı proje çerçevesinde çalışılmasına 2017 yılında başlamış oluyoruz. Bu proje 2020 yılında bittiği zaman Türkiye’deki ballarımızın kimliklendirilmesi ve Kodekse intikali sağlanacaktır” ifadelerini kaydetti.
Arı kayıpları
Gerek Muğla, gerek Ege’nin ve Akdeniz bölgelerinde kışlatma sürecinde ciddi arı kayıplarının yaşandığını açıklayan Şahin, “Bu arı kayıpları ile ilgili olarak Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliğimizin çalışmaları vardır. Gerek Hacettepe Üniversitesi ile gerekse Uludağ Üniversitesi ile saha çalışmaları yapılmıştır. Saha çalışmalarından alınan sonuçlar Bakanlığımız ile paylaşılarak Bakanlıkta bir çalıştay düzenlenmiştir. Çalıştay sonuçlarında bu arı ürünlerinin gerek zirai ilaçlardan kaynaklananlar, gerek arı sağlığı ile ilgili hastalıklar olmak üzere iki başlık altında toplanmış, gelecekte zirai ilaçlar ile ilgili karşılaşılan sorunların giderilmesi ile ilgili olarak bakanlığımız bir çalışma içerisindedir. Biz burada arı ürünleri ile karşı karşıya kalan üreticilerimizin zarar ve ziyanlarının kısmen karşılanması konusunda Bakanlığımız ile girişimlerimiz olmuştur. Bugüne kadar bir destek sağlanamadı, ancak bu sene bahar aylarının çok güzel geçmesi neticesinde kaybettiğimiz arılık kovanlarımızın yerine fazlası ile yerine getirilmiştir. Bizim özellikle altını çizmek istediğimiz konu, konaklamalarda ciddi sorunlar var. Bu sorunların giderilmesi için gerekli bakanlıklar ile girişimlerimiz var. Özellikle çam balı alanlarında da gerek Ege Bölgesinde, gerekse Akdeniz bölgesindeki Tarım İl ve İlçe Müdürlükleri gerekli hassasiyeti göstererek arıcılarımıza konaklama alanlarında kolaylık sağlamalarını bekliyoruz. Gerek Orman Bakanlığımız, gerekse Tarım Bakanlığımızın bu konularda kolaylık sağlayacaklarını konusunu muhafaza ediyoruz” dedi.
Sahte ve tahşişli ballar
Sahte ve tahşişli ballar konusunda da sıkıntıların devam ettiğini belirten Şahin, “Özellikle otellerde tüketilen ve adına otel balı denilen ballara bir son verilmesini istiyoruz. Türkiye’de tahşişli balın önüne geçmek için arıcılarımızın ürettiği balın her şeyden önce kayıt altına alınarak arıcının ürettiği bal ile merdiven altında üretilen tahşişli, yapma balların önüne geçileceğini düşünüyoruz. Türkiye Arıcılar Birliği olarak biz üzerimize düşeni sonuna kadar yapmaya hazırız. Bizim referansımız, hedef kitlemiz tüketicilerdir. Tüketicilere olan saygımız nedeniyle insanların yaşamsal şartlarını olmadığı koşullarda bal üreten arıcılarımızın ürettiği balları kayıt altına alınması projesine bakanlığımızın hiç zaman geçirmeden uygulamaya koymasını acilen talep ediyoruz” açıklamasında bulundu.